13 Ağustos 2011 Cumartesi

Solcular Acaba Nerede ki?



Yıllardır solun en büyük güç kaynağı dil, din, ırk ayrımı yapmamasıdır ve sol bununla gururlanmıştır. Yeri gelmiş türban sorununun en ağır yaşandığı günlerde türbanın üniversitede serbest olmasını savunmuş; yeri gelmiş Alevilerin, Kürtlerin ve Ermenilerin yanında olmuş; işçilerin, öğrencilerin, işsizlerin, memurların, mağdurların bir araya gelmesine vesile olmuştur. Hatta kendi ülkesiyle sınırlı kalmayıp Filistin’i 1968’lerden beri savunmuştur. Çevrecilerle, transseksüellerle, gaylerle, lezbiyenlerle birlikte hareket etmiştir. Ancak şu son zamanlardaki Afrika yardımlarını ele alırsak, sol son zamanlarda her nedense büyük bir sessizliğin içine gömüldü. Şimdi sol derken kendini sol olarak görenleri kastetmiyorum. Örneğin; Hulki Cevizoğlu’nun Türkiye'de ekonomik kriz yaşanırken, nerden çıktı bu Afrika'ya yardım? Tam bir ayranı yok içmeye, tahterevalli ile gider Afrika'ya örneği.demesini kaile almıyorum. Bu kadar yakışıksız cümleyi savunmanın açıklaması yoktur. Zaten benim sol dediğim ulusalcı-milliyetçiler değil sosyalist cenahtır. Yıllardır dünya olaylarına sessiz kalmakla suçladığımız devletin bu sese kulak vermesine rağmen gerektiği yerde destekleyip, gerektiği yerde eleştirme erdemini niye kullanamıyoruz ki? Gerçekten de Afrika’ya yardımlar çok önemli ve bizim açımızdan güzel olaylar ancak solcular niye çıkıp “El Beşir’i yıllardır savunurken niye şimdi başladı bu yardımlar, ne değişti?” diye soramıyor. Niye kimse en azından halkın başlattığı bu kampanyaları desteklemiyor. Yıllarca muhafazakâr kesim Filistin için eylemler yaparken, solcular da meydanları inletirken, şimdi ne değişti acaba da artık haklının veya muhafazakârların yanında olamıyor solcular? Eğer sosyalizmin içine ulusalcılık kaçmadıysa –yani ulusalcılar gibi AKP’yi veya muhafazakâr kesimi doğru ya da yanlış yapmaları önemsiz olmak koşuluyla sürekli eleştirmek, doğrularını karalamak– bu sessizliğin bir manası yok.  Muhafazakâr kesimle aynı yönde olmaktan niye çekiniyoruz ki? Onlar din birliği yaparken, biz solcular her zamanki gibi haklının, ezilenin yanında olmamamızın bir anlamı yok. Evet, şunu eleştirebiliriz: Artık ülkemiz kapitalizmin oyuncağı olmaktan, kapitalizmin oyuncusu olmuştur. Bunun en büyük örneği de Somali’dir. Büyük bir kapitalist mantığıyla El Beşir’e kucak açarken hükümetin hümanist olduğunu sanmak büyük bir saçmalıktır. Ama bu durumda bile yıllardır hümanistliğiyle övünen solcular acaba nerede ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder