26 Ağustos 2011 Cuma

Gecikmiş Bir Yazı: Can Babaya İthafen


Eğer ilkokuldayken edebiyattan ve sanattan anlayan bir öğretmeniniz olduysa çok şanslıydınız. Benim ortaokuldaki sınıf öğretmenim de tam da böyle birisiydi. Her sene okul tiyatrosu için gösteri hazırlardı. Her sene yedinci sınıflardan ekip kurduğundan, bizim sınıf da yedinci seviyeye gelince –sınıf öğretmenimiz olduğu için de– bizi seçmişti. Tabi eline metin alıp, ezberleyip tiyatro yapmak değildi işimiz. Ağzımızda kalem alıp, konuşma egzersizleri vardı mesela. Bir de duygu verme konusunda bir şiir ezberleyip, onu duygusuyla birlikte söylemeye çalışıyorduk ve bir aya yaklaşık bu egzersizi de yapmıştık. Bilirsiniz, öğrenci olmak ödevini, görevini yapmamaktır. Aynı şekilde ben de ne bir şiir bulmuştum, ne de çalışabilmiştim. Sağ olsun bir arkadaşımız şiir kitabıyla gelince ondaki şiirleri paylaşmıştık kendi aramızda. Hatta koyu milliyetçi bir arkadaşıma Nazım Hikmet’in Davet’i düşmüştü. Ben de Can Yücel’den Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim’i seçmiştim. Herkesin annelerine şiir yazdığı bir ortamda, babaya yazılmış bir şiir çok hoşuma gitmişti. Şimdi düşününce şiirimizde erkek hegemonyası nedeniyle genelde annelere şiir yazıldığını düşünüyorum. Genelde erkek çocuklarla, babalarının arası pek iyi olmamıştır. Aslında bu şiirde de onu hissediyorsunuz ama bu bile Can Yücel’in babasını sevmemesi için ve ona şiir yazmaması için bir neden olmamıştı. Tabi o zaman ne Can Yücel bilirdim ne de düşüncelerini, şiirlerini. Altıncı sınıftayken babama aldırdığım Nazım Hikmet’in tüm kitaplarını okumakla meşguldüm.

Daha sonraları Can Yücel’in sadece bir şair olmadığını, bir siyasi geçmişi olduğunu ve doğru gördüğü her şeyi söylediğini, dilinin kemiksiz olduğunu öğrendim. Şiirleri hala günümüzde ahlak dışı olarak görülen Can Baba’nın aslında bazı şeylere başkaldırdığını anlamak güç olmasa gerek. Zaten sosyalist bir şairin başkaldırmadığı zaman da hiç olmamıştır. Geçenlerde görmüşsünüzdür televizyonlarda, mezarı başındaki anma töreninde bir grup vasiyetidir diye şarap dökmüştü ve büyük olay olmuştu. Evet, Can Baba şarabı sever, sürekli de içen bir insandı. Vasiyeti miydi bilmiyorum açıkçası ancak birileri bu durumu haber yapıp, bazılarını galeyana getirmiş olmalı ki hemen ardından Can Baba’nın mezarı balyozla kırıldı haberleri çıktı. Hala demek ki yaşamasa bile Can Yücel ismi birilerine isyan adı gibi geliyor ve birilerini rahatsız ediyor. Maalesef hala “Türkçede göte göt denemiyor.” Ancak Can Yücel’in argolu ve küfürlü dilini rahatsız edici bulmayan benim gibiler ve tabi aynı zamanda politik düşüncelerini de savunan benim gibiler Can Babamızı savunmaya, yüceltmeye devam edeceğiz; balyozlasalar da bizi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder