3 Eylül 2011 Cumartesi

Dünyadaki Barışsever Anneler

Madres de Plaza de Mayo: Plaza de Mayo Anneleri
Barış Anneleri İnisiyatifi'nden bir önceki yazımda bahsetmişken, dünyada belki de bu konuda öncü olmuş olan Plaza de Mayo Annelerini de unutmamak gerekir. Plaza de Mayo, Arjantin'in en önemli meydanıdır. Arjantin'in bağımsızlığı da Arjantin cuntasının ilanı da bu meydandan başlamıştır. Cuntadan geriye kalan yaklaşık 30 bin insanın kayıp olması nedeniyle de yıllardır annelere kalmıştır bu meydan. Anneler de bu meydanın adını alarak Plaza de Mayo Anneleri adıyla anılır olmuşlar günümüze kadar. Bir annenin en doğal hakkı olan çocuğunun başına ne geldiğini öğrenmek için tüm bu kayıpları aramak için kurulmuştur. Tabi aynı zamanda askeri cuntanın da yargılanması için mücadele vermektedir. Bizdeki anneler cumartesi günleri sokağa çıkarken oradaki anneler 1977'den beri her perşembe günü meydandadırlar. Tabi 1977'den bugünlere rahatça gelmediler; coplandılar, tutuklandılar, işkenceye uğradılar, yasaklandılar. Ama yılmadan bugüne kadar çocuklarını aramayı sürdürdüler. Bunun yanı sıra her konuda hükümetlerin veya askeri cuntanın yaptıklarını eleştirdiler.


Bizdeki 1980 darbesi nasılsa Arjantin'de de bir askeri cunta ABD desteğiyle iktidara geldi 1976'da. Toplu katliamlar, toplu mezarlar ortaya çıktıkça anneler bir şeyler yapmaya karar verdiler ve 1977'de 12 kişiyle yola çıktılar ve bugün binlercesi her perşembe meydanı dolduruyor artık. Sivil halk direnişi olarak hiçbir baskıya boğun eğmediler. Teröristlerin Anneleri diye adlandırıldılar. Bazıları da deli kadınlar dedi onlar için. Deli kadınlar yerlerde mi sürüklenmediler, hiç mi tutuklanmadılar, işkenceye mi uğranmadılar ama her zaman direnerek askerin geri çekilmesine neden oldular. Dünyaya bu zulmü duyurdular bu direnişleri sayesinde.


Daha sonra 1983'te sivil iktidar başa geldiğinde hala sokaktaydılar çünkü askeri cuntadan bir farkı olmadığını biliyorlardı. Yine birileri askeri cuntayla yapamadıklarını, sivil demokratikleşme yalanıyla yapmaya çalıştılar. Kayıp çocuklarını bulmak yerine bu yeni sivil hükümet, cuntacıları çıkardıkları yasalarla affettiler ve cuntanın faşist politikalarına devam ettiler. "Katiller affetilmesin, kayıplar bulunsun, sorumlular hesap versin" sloganları ilk meyvesini 1995'te Arjantin Genelkurmay Başkanı'nın itirafıyla ve "Yaşadığımız dehşeti daha fazla inkar edemeyiz" sözleriyle vermeye başladı. Ve hala 1995'ten günümüze kadar birçok faşist cuntacı cezalandırılmaya devam ediyor. Bunu başaran sokağın gücüydü, annelerin inancıydı. Bugün artık daha bilinçli, daha politik, daha eğitimli nesillerin yetişmesine ve hiçbir baskıya boyun eğmemesine neden olan deli kadınlardı. 12 kişiden milyonlara ulaşıp, hatta dünyadaki birçok ülkeye örnek olup dünyadaki tüm cuntacıların emellerine ulaşamaması için çalıştılar.


Bilmiyorum, farkında mısınız; bizim ülkemizde de aynı askeri cuntacılar yok muydu? Binlerce kayıp, binlerce kişi öldürülmedi mi faili meçhul veya direkt failli belli cinayetlerle? Hiç kimse cezalandırılabildi mi, askeri cuntacıların önünde saygıyla eğilmeye devam edilmedi mi? Gözü yaşlı anneler bizde de yok muydu?  Cumartesi annelerini anımsarsınız az ya da çok. Her cumartesi günü Galatasaray Meydanı'nı hala, inatla doldurmaya devam ediyorlar. Bu gerçek hikayenin bir de Türkiye ayağı var ve bir dahaki yazıda Türkiye ayağını deşeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder