6 Eylül 2011 Salı

Osmanlı'daki Asi: Şeyh Bedreddin

Şeyh Bedreddin tasviri.
Sosyalizm kelimesinin ve yazılan görüşlerin daha 19. yüzyılda başladığını düşünürsek Osmanlı'daki bazı yenilikçi asiler için sosyalist diyemeyiz ancak sosyalizmin temel bazı adımlarını attıklarını söylememiz gerekir. Sosyalizm kelimesi her ne kadar 19. yüzyılda ortaya çıksa da aslında bu asiler o görüşün kendi topraklarımızdaki öncüleri olduğundan bu toprakların sosyalistleri tarafından örnek alındığı, saygı duyulduğu kabul edilir bir gerçektir. Ve bu asilerden de en biilineni adı ve fikirleri şiirlere, şarkılara konu olan Şeyh Bedreddin'dir.


Bize okutulan Tarih derslerinde Osmanlı'nın ne kadar büyük, ulu, hoşgörülü olduğu anlatılsa da gerçek aslında öyle değildir. Osmanlı işgal ettiği topraklara Türk ve Müslüman insanları yerleştirerek özellikle farklı etnik kökene sahip ve farklı dindeki insanları asimile etmeye çalışmıştır. İşgal ettiği gayrimüslümlerin erkek çocuklarını küçük yaşta alıp, yetiştirmiş ve Müslümanlaştırmıştır. Bu da gelecek kuşakları asimile etmeye çalıştırma olarak adlandırılabilir. Ayrıca sırf Türk ve Müslüman olmayanlar değil; Türk ve Müslüman olup da Müslümanlık içinde farklı inanışlara sahip insanlara da Osmanlı büyük zulümler uygulamış ve bu insanlar da dağlarda, kimsenin yerleşiminin olmadığı yerlerde yaşamaya mecbur bırakılmıştır. Bunun için özellikle Osmanlı'daki Alevilerinin hikayelerini araştırmak mümkündür. 


Şeyh Bedreddin'e gelirsek eğer, 15. yüzyıl Osmanlısında özellikle halkın sömürülmesine, köleleştirilmesine karşı çıkmıştır Bedreddin ve arkadaşları. Osmanlı'nın verimli toprakları hükümdar ve yakınlarına dağıtılırken; topraksız köylüler de bu hükümdar yakınlarına köle oluyor, savaş döneminde de Osmanlı'nın askerlerine dönüşüyordu. Buna karşılık Şeyh Bedrettin ve arkadaşlarıi; halkın arasına karışıp, toprakların onu işleyen, ona alın terini karıştıranların olduğunu, insanların kardeşliğıni söylüyorlardı. Meksikalı devrimci Emiliano Zapata tarzı bir toprak reformunu gerçekleştirmeye çalışan Bedreddin için ortaçağ sosyalisti denmesinin ne kadar doğru olduğu bu düşüncelerinden, amaçlarından belli olmaktadır.


Bedreddin ve arkadaşları İzmir'de, Manisa'da, Edirne'de ayaklanmalara öncülük etmiş olsa da önce  Börklüce Mustafa Karaburun'da yaklaşık 10 bin isyancısıyla birlikte bastırılmış ve Mustafa kafası bedeninden ayrılarak öldürülmüştür. Torlak Kemal ise Manisa'da isyancıları ile birlikte bastırılmış ve öldürülmüştür. Bedreddin özellikle bu iki arkadaşının ölümüden sonra düzenli bir isyan örgütlemeye çalışır. Hazır Fetret Devri'nin sürüyor olması ve Balkanlardaki ayaklanmalar bir fırsat veriyor olsa da Bedreddin de Osmanlı tarafından öldürüldü.


Bu küçük tarih hikayesinden sonra Bedreddin'in Osmanlı'ya biat etmeyişinin bu topraklardaki sosyalizmin başlangıcı olduğunu söylememiz gerekir. Kendi çağının oldukça ilerisinde, sömürüye karşı olması, her ne kadar kapitalizm kelimesi o zaman daha ortaya çıkmamış olsa da kapitalizme karşı olması bize bir asiden çok bir kahraman olduğunun altını çizmemizi söylüyor. Bizim tarih kitaplarımızdaki Bedreddin'in aslında biir hain değil de bir kahraman olması, okuduğumuz kitapların ne kadar gerçeklikten uzak olduğunu da ortaya koyuyor. Tabi eğer siz Bedreddin'in düşüncelerini ne kadar haklı ve doğru olduğunu düşünüyorsanız bu geçerli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder