31 Temmuz 2011 Pazar

Şeriat yükleniyor... HATA! Liberalizm yüklendi!

Necmettin Erbakan'ın 17 Ocak 1970'te Milli Nizam Partisi(MNP)'ni kurarak siyaset sahnesine çıkmasıyla birlikte patlak veren aslında derinlerde bastırılmış olan ve de dinmek bilmeyen bir kangren halini alan 'aşırı' yahut 'uç' muhafazakar ve milliyetçi söylemlerin iktidara gelmesinin rejimi değiştirmesi korkusu üzerine kafa üteleyeceğim biraz. Bu bastırılmış korku Osmanlı İmparatorluğunun dağılması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması sürecinde baş göstermiştir. Pek tabii Atatürk'ün O zaman ve O şartlar altında aldığı tedbirlerin algılanamaması ve yanlış anlaşılmasıyla ortaya çıkmış, sadece muhafazakar kesimin güçlendiği bir paradokstur bu. Özellikle 3 Kasım 2002'den bu yana iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi(AKP) ile güçlenen bir korkudur.

Çoğu insanın takıldığı ve arkasını göremediği bir tehlike mevcut. Şeriatın bu ülkeye getirilemeyeceği gün gibi aşikarken insanları aşırı muhafazakar ve milliyetçi olarak suçlayarak nefretin diliyle konuşarak onları bu şekilde aşağılayarak her seçimden sonra zırlayarak bu kesimin zayıflamadığı hatta tam tersine güçlendiği görülmektedir. Mevcut dünya düzeninde batı olarak nitelendirilen; A.B.D ve Avrupa ülkelerinin yarattığı bir oluşum tam gelişememiş ülkelerin zengin tabakalarının bağımlısı olduğu bir düzen, şeriatın gelmesine imkan ve mahal vermemektedir. Huzurlarınızda.. Liberalizm!!

Çocuklar sizin için üşenmedim ve hürriyet gazetesinin anında ücretsiz basıp dağıttığı yetmez ama evet anayasasını açıp baktım neydi yahu bu 2. madde diye.. Ee tabi biz anayasaya önsöz koyan akıldanelerin gölgesinde yeşermiş bir nesiliz. Bakmadan olmaz bu samimiii, muhliiis 2010 sürümü anayasaya. Ne diyor efendim 2. maddede;

" Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. "


Son ibareye dikkat edelim! Sosyal bir hukuk devletidir deniyor. Diyeceksiniz ki liberalizm nedir ne alakadır bu durumla. Hemen açıklıyorum.. Liberalizm; bireysel özgürlük ve tatmindir. Ancak şişede durduğu gibi durmamaktadır günümüzde bu ideoloji. Bireysel özgürlük ve tatmin sadece en zenginlere hitap etmektedir. Ve orta sınıfları dahi fakirleştiren bir düzene dönüşmüş, tüketim bağımlılığıyla tamamen yozlaşmıştır. Klasik tanımlamalarında bireyi devlete karşı korur ve iktidara yasal sınırlamalar getirmektedir vb. şeklinde kağıt para ve çekin keşfedilmediği bir dönemde bulunmuştur. Günümüzde bahsedilen birey genellikle siyasal iktidarlarla al gülüm ver gülüm ilişkisi içerisinde olan uluslararası teknoloji, otomotiv, petrol, gıda, su, elektrik, mühendislik şirketleridir. Kısaca toparlarsak bahsetmiş olduğum kağıt para, çek ve bankacılıkla yozlaşmış liberalizm tamamen zengin bireylerin refahı ve özgürlüğüne çalışmaktadır. Fakirliği yoğunlaştırmakta, sosyal dayanışmayı, güdümsüz adaleti, denetimi, şeffaflığı, örgütlenmeyi ve yasallığı köreltmektedir.

Türkiye'nin geçirdiği asıl değişim budur. Kuruluş felsefesi olan sosyal hukuk devletini tamamen unutmuş, liberal bir devlet haline gelmiştir. Eleştirilerimizi tepkilerimizi inanca, yaşayış tarzına, milliyete yöneltmek yerine bu noktalara yoğunlaştırır isek ne rahatsız olunan kesim güçlenir ne de halk arasında kutuplaşmalar meydana gelir.
Şeriattan korkulmasının hiç bir mantığı yoktur, İslami Bankacılık gibi bir oluşumu yaratarak dinini bile yozlaştıran yobazların (bu terimi özellikle kullanıyorum) kurduğu şeriat yine kulu oldukları parayla çöker. Zira aşırı muhafazakar ve milliyetçi iktidarlar rejim değiştirebilme kudreti ve dirayetine sahip olabilselerdi eğer Avrupa kocaman bir Vatikan'a dönüşürdü. Önemli olan gerçek muhafazakarla yozlaşmış muhafazakarın farkına varıp eleştirileri ona göre yapmaktır. Daha da önemlisi kaybetmiş olduğumuz kuruluş felsefemizi iyice irdeleyip onu geri kazanmak için örgütlenmek, tarafsız adalet ve şeffaflık için iktidara ve özellikle muhalefete baskı yapmaktır.

Unutmayın! Bu ülkenin başına ne geldiyse kendini Atatürkçü addedenlerin cahilliği yüzünden gelmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder