3 Kasım 2011 Perşembe

TV'lerdeki Yardım Toplama Palavrası

Önemli bir afet veya maddi sıkıntıların olduğu zamanlarda bazı kanallar para toplama curcunasının içine girer kendince. O kanalda çalışan (dizilerde oynayan, program yapan vs.) tanıdığımız ne kadar insan varsa geçerler telefonun başına yardımların gelmesini beklerler. Kimi zaman küçük bir çocuk arar, kumbarasındaki parayı bağışlar, bir diğeri bisiklet almak için biriktirdiği parasını. Belki de ulaşır bu yardımlar onlar tarafından. Oysa büyük amcaları, patronlar, holding sahipleri çıkar ve şu kadar da benden diye atılıverirler. Her büyük bağış, daha çoşkulu alkışa eşdeğer gelir. Para geldikçe, çoşku artar gider. Mesela son yardım programında 19 kanal bir araya gelmişti. Medya bile birleşti diye manşetlere çıkmışlardı. Katılmayan medya kurumlarına da güzel bir küfür edilmişti arkalarından sosyal ortamlarda. Ayrıca Samanyolu'nun da yaptığı yardım programı vardı, bu programdan birkaç gün önce. Samanyolu 65 milyon lira, 19 kanal 62 milyon lira olmak üzere toplamda 127 milyon lira toplanmıştı, ya da biz öyle sandık. Aslında aktarılan paranın Samanyolu için 7,5 milyon lira, 19 kanal için de tahminen 20 milyon lira olduğu söyleniyor. Aslında söylenmiyor, kanıtlar bu yönde. Başbakanlığın yardım hesaplarında 122,5 milyon lira var. 80 milyonunu Suudi Arabistan göndermiş, Vakıfbank ve Mesut Barzani de 1,5 milyon lira bağışlamış ayrı ayrı. Geriye kalanlar da tüm herşeyi özetliyor. 


Kanallar parayı topluyor. Aslında isimleri alıp, direkt Başbakanlığa gönderiyorlar. Hangi kişiler yatırmış, hangi kişiler yatırmamış kimsenin umrunda değil. Bu yardımları toplayan kanallar hiç tekrardan kontrol edip, bunun hesabını sormuyor. Zaten Başbakanlık bunlarla ne uğraşacak zamanı var ne de böyle bir hakkı var. Zaten bunu bilen işadamları da arayıp bol keseden atıp, sonra ortalıktan yok oluyorlar. Ama öyle bir-iki kişi de değiller epeyce fazlalar. Çıkıp reklamlarını  yapıyorlar, biz halkımızın yanındayız mesajı veriyorlar ama sonrası büyük bir hiç. Kanallar da sözlerin gerçekleşip gerçekleşmediğini takip etmiyor, bu yalanları söyleyenleri ifşa etmeyi akıllarından bile geçirmiyor. Program bittiğinde, kanallar için de herşey bitiyor. Amaçları zaten yardım toplamak da değil. Biliyorsunuz her kötü olayda hemen bir kısım insanlar dizileri bu hafta yayınlamayalım diye düşünüp, o hafta ara veriyorlar dizilere. Ama dizi yoksa ne yapmalı diye düşününce akıllarına bu fikir geliyor ve dizilerin olmadığı zamanı böyle doldurarak geçirmeye çalışıyorlar. Duyarlıyız imajını sağlayıp, reytinglerine daha da reyting katmaya çalışıyorlar. Bizler de evlerimizde dizi yoksa; yardım var, insanlık var diye düşünüp oturup izliyoruz. Her gelen parayla daha büyük bir çoşkuyla, duygulanarak ve aslında kandırılarak. Oysa hâlâ onların tabiriyle: "Show must go on!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder