3 Kasım 2011 Perşembe

TSK Tasfiyelerle Arındı mı?

Türk Silahlı Kuvvetleri
Halihazırda Kürt sorunuyla ilgili bir kitap önerisinde bulunmuşken bu konu üzerinden AKP tasfiyelerine değinelim. Özellikle Ergenekon ve Balyoz gibi büyük çapta soruşturmalarda tutuklanan onca üst rütbeli askerden sonra bazı kitlelerce yoğun bir tepki yağmıştı hükümete. Buna karşın yargının orduyu arındırdığı dile getirildi. Bunu, Van depreminden önce kaybedilen ve büyük infiale sebep olan 24 şehit olayı üzerinden inceleyelim.

1980'lerin sonlarından itibaren başlamış olan koruculuk sistemi hala doğru düzgün çalışmamasına rağmen devam etmektedir. Bu sistemin işlememesinin sebebiyse, doğu ve güney doğu bölgelerindeki köylerden devşirilen insanlar. Daha doğrusu devşiriliş yöntemi ve bu sistemin korsan bir method olması. Bu köylerde korucu yapılmak istenen kişiler tehdit edilmektedir. Ya korucu olursun ya da köyünüzü yakarız yahut ailen rahat yüzü göremez kabilindendir bu tehditler. İşin açmaz yanı ise bu köylerdeki insanların çoğunun ailesinden en az birisinin PKK üyesi ve ya bu örgütün öldürülen bir elemanının bulunmasıdır. Siz bu insanı tehdit ederek eline Kalaşnikov silah vererek akrabası bir insanı vurmasını bekliyorsunuz. Bir anlığına kimliğimizi unutalım ve herhangi bir akrabamızın PKK saflarına geçtiğini düşünelim ve bize böyle bir tehditle onu veya bir küçüklük arkadaşımızı vurmamızı istediklerini düşünelim. Konumu ne olursa olsun bu kişinin bizim akrabamız olduğu gerçeği değişmez ki bu insanlık suçu olan terör dahi olsa. Kaldı ki bu hiç bir resmi kaydı olmayan insanlara silah temin ederek hem askeri hem sivil vatandaşı tehlikeye atmış devlet eliyle terör yapılmış oluyor.

Neden koruculuk sistemine değindiğime gelirsek, bu sistemi üreten zihniyet JİTEM'i kurmuş ve Hizbullah'a destek vermiştir. Bu örgütler suçlu masum ayırmadan binlerce faili meçhule imza atmıştır. AKP bunları öne sürerek TSK'nın arındırıldığını belirtmiştir. Fakat gözden kaçan bir nokta var; verilen 24 şehitin arkasında korucu ihmal ve ihaneti olduğu. Kimi korucular saldırı esnasında olması gereken yerde bulunmamıştır kimileri ise PKK saflarına geçerek şehitlere ateş etmiştir. Olay sonrası 'yenilenmiş' TSK'nın verdiği raporda koruculuk sisteminin kalkmaması ve düzeltmeler yapılarak devam ettirilmesi gerektiği yazmaktadır.

Sonuç olarak JİTEM gibi Kürt sorununu kansere çeviren bir yapılanmanın kurucusu Arif Doğan serbest bırakılırken(belkide devlet diyetini böyle ödedi ona karşı) 'temizlik' adı altında TSK'da kadrolaşma yapıldığı artık aşikardır. Pek tabii tutuklular arasında suçlular hatta insanlık suçu işleyenlerde vardır fakat bu tasfiyelerin arkasında zihniyet devrimi değil kadrolaşma yatmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder