1 Kasım 2011 Salı

13 Yaşındaki Kızın Tecavüz Davasının Sonucuna Dair

9 Ekim'de yazmıştım bununla ilgili geçen tüm durumları. Yerel mahkemenin kararını, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hangi cezaları istediğini. Ve işte sonuç açıklandı.


Milliyet'in haberine göre, Yargıtay, hüküm kurarken, yerel mahkeme gibi, küçük kızın, babası, dedesi yaşındaki kişilerle rızasıyla birlikte olduğu yorumundan hareket etti. Yargıtay, yerel mahkemenin aynı yorum doğrultusunda verdiği, sanıkları 5 yıl fazla cezadan kurtaran “15 yaşından küçük kızla rızasıyla birlikte olmak” ve 5-10 yıl hapisten kurtaran “rızasıyla alıkoymak” suçlarından verilen cezaları onadı. Yargıtay’ın yerel mahkemeden tek farklı yorumu ise verilen cezaların yarı oranında artırılması konusunda oldu. Ancak, ceza artırılarak yeniden verilse bile sanıklar 12.5 yıl hapisten kurtulmuş oldu. 


13 yaşındaki bir kızın cinsel olgunluğunun oluşmamış olmasına ve cinsel ilişkinin daha ne olduğunu bilmemesine rağmen, bizim adaletimiz bu durumu rızası vardı diyerek vicdansızlıklarına vicdansızlık kattı. Bir ahmaklık değil de nedir bu sonuç? Hangi kafayla, hangi vicdana inanarak bu salakça karara imza attılar acaba? Bundan sonra bu hakimlere hangi davayı verebilirsiniz ki, adaletlerine inanabilir miyiz ki? Bu dava siyasetler üstü bir dava olmasına rağmen (her kesim bunlardan rahatsız), karar yine bir fiyasko. 2002'den bu yana 18'ini aşmış bir genç kadın hala geçmişiyle yüzleşebilmiş değil. Hala onun o psikolojik durumu verilecek cezalarla düzelememiş aksine devlete güvensiz, adelete inanmayan genç bir kadın yaratmışız. Hep beraber buna önayak olduğumuz için utanmamız lazım. Tabi ki burada tek eleştirilmesi gerekenler hakimler değil. Buna imkan veren yasalarımız da maalesef değişmedikçe bizden doğru düzgün bir adalet çıkmaz. Herkes yeni anayasaya takmışken, birilerinin ceza kanunlarını da gözden geçirmesi gerekiyor, eleştirmesi gerekiyor. 


Her türlü durumda kendi siyasal görüşlerine göre sokağa çıkan, eylem yapan ve bir kamuoyu yaratan bizler eğer bu konuya ve kadına karşı şiddete karşı ortak eylemler düzenlesek, başörtülüsüyle, ateistiyle, sosyalistiyle, milliyetçisiyle, eylemlerde siyasal propaganda yapmadan bir adım atabilsek, manşetlerin gölgesinde kalan sorunlarımızı çözmeye uğraşsak ne de güzel olurdu! Kıvılcımı bizden olsun, büyütmesi de sizden. Eğer oturduğumuz rahat koltuklardan kalkıp, sokağa çıkabilirsek.


9 Ekim'deki yazım: http://herbokolog.blogspot.com/2011/10/13-yasndaki-kzn-tecavuz-davasna-dair.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder